Bulamadım diye üzülme yaz biz bulalım

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yardım Destek muhakkak sorularınıza ve problemlerinize çözümler ve yolları bulunur

En son konular

» Ayna - Ümit Yaşar Oğuzcan
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyC.tesi Haz. 18, 2011 5:42 pm tarafından Direktör

» 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptySalı Mart 08, 2011 12:34 am tarafından Direktör

» Aşk Geçti(Aslı Melek)
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyPtsi Ara. 13, 2010 9:37 pm tarafından Direktör

» Arkana Bakma
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyPtsi Ara. 13, 2010 9:34 pm tarafından Direktör

» W.Shakespeare hayata dair sözler
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptySalı Ara. 07, 2010 12:33 am tarafından Direktör

» Ben Çok Sessizdim
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyPtsi Ara. 06, 2010 12:33 am tarafından Direktör

» Aska düşünce bedenin
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyPaz Ara. 05, 2010 7:51 pm tarafından Direktör

» Gitmeliyim
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyPaz Ara. 05, 2010 7:48 pm tarafından Direktör

» Bir kadını Beklemek
Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  EmptyC.tesi Kas. 27, 2010 4:54 pm tarafından Direktör

Resme Tıkla

Tarıyıcı

Bizi Takip Edin

Add to iGoogle şiirler burada

Add to GoogleBeğen

R-alan


    Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...

    Direktör
    Direktör
    Admin


    Mesaj Sayısı : 221
    Kayıt tarihi : 10/04/10
    Nerden : noproblem

    Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...  Empty Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...

    Mesaj  Direktör Perş. Ekim 07, 2010 9:26 pm

    Bir kadına yazılan en güzel şiir! ...

    Bu haftaki yazımda, 1955 yılının Budapeşte'sine götürmek istiyorum sizleri... O yıllarda, kentin en ünlü kalp doktorlarından biri de Litman İmre'dir. Doktora muayene olmak üzere giden bir hasta öyle bir şey görür ki odada, onu unutamaz ve yaşadığı duyguları bir şiirle ulaştırır bizlere:

    Doktor Litman İmre'nin masasında
    Bayan Çabai Yanoş'un yüreği
    Birazcık kibirli, birazcık mahzun
    Duruyor içinde bir kavanozun
    Kayısı güllerinin arasında.

    Kalp hastası olan ve gittiği her kentte kontrolden geçmesi gereken adam, doktor Litman İmre'nin masasındaki kavanozda bir kadın yüreği görür. Bir zamanlar, bir göğüs kafesinin içinde atan ama şimdi ilaçlı bir suda cansız bir balık gibi kımıltısız duran bir kadın yüreği! .. Doktor, hastalığıyla ilgili bilgiler verirken bile, o gözünü ayıramaz kavanozdaki yürekten:

    İncecik yarılmış ortasından
    Yüreği Bayan Çabai Yanoş'un
    Yarayı açan ne doktor?
    Neşter mi?
    Yoksa hasretlik mi?
    Acı sözler mi?
    Bir ağlayanı var mı, arkasından?

    Sahi, yalnızca doktorun açtığı yara mıdır, yüreğin taşıdığı? Kim bilir, kaç kez incinmiş, sevdiği, değer verdiği insanlar tarafından kaç kez kırılmıştır, Bayan Çabai Yanoş'un yüreği? Bu arada doktor, hastanın kalbini dinlemekte, derin nefes alıp vermesini istemektedir. Oysa hasta adam, doktorun dediklerini yerine getirse de, kendi kalbini çoktan unutmuş, kavanozdaki yüreğin yaşadıklarını düşünmektedir:

    Otuzundaymış, baktım etikete
    Bayan Çabai Yanoş'un yüreği?
    Evli miydi?
    Ne iş tutar Bay Yanoş?
    Belki şimdi Rojakert'te oturmuş
    Çekiyor akşamı seyrede ede

    Nedense, kadının ölümünü çoktan unutmuş, umursamaz bir kocası olduğu gelir aklına! Belki de, bu düşüncesiyle özeleştiri yapmakta, geride bıraktığı kadınlarına karşı haksızlığını dışa vurmaktadır... Cansız bir yürek karşısında insanın gördüğü de zaten kendi hayatı değil midir, bir parça da olsa? ... Hasta adam, şiirin dördüncü kıtasında öyle bir benzetme yapar ki, buyurun siz de okuyun; eminim benim gibi yürekten alkışlayacaksınız:

    Duruyor kavanozda çırılçıplak
    Bayan Çabai Yanoş'un yüreği
    Bayan kaç kere böyle bir kaba
    Reçel kaynatarak koydu acaba?
    Elbet gazlı bezden değildi kapak.

    Yaşanılan aşklar yüreğimizde somut, gözle görülür bir iz bırakır mı? Aşkın, insan yüreğinde ne gibi yapısal değişikliklere yol açtığı tespit edilebilir mi? Ya da şöyle soralım; insan yüreğine bakılarak, aşkın haritası çıkarılabilir mi? Doktor Litman İmre'nin muayene ettiği hasta bu soruları da taşır şiirine:

    Kendi gitmişse de içinde odanın
    Bayan Çabai Yanoş'un yüreği
    Almış da onu karşısına doktor
    Sırlarına ermeye çalışıyor
    Belki bir damarın, belki bir sevdanın.

    Bir an uzaklaşalım doktorun odasından ve günümüz Türkiye'sine dönelim; Adapazarı, Düzce ve Bolu'da beş bin müridi bulunan bir şeyhi dinliyoruz: 'Organ nakli dinimizce haramdır. Kim organını bağışlarsa boynunda demir halka ile cehennemde yanar. Ahiret aleminde organlarımız konuşur. Peki bu nakledilen şeyler kimin adına konuşacak, eski sahibinin adına mı, yeni sahibinin adına mı? ..' Duydunuz mu? Bu çağdışı kafaya göre, kan nakli de günahtır... Ve hatta, tıp biliminin hastalıkları yenme karşısında gösterdiği o eli öpülesi, saygın çalışmalara da gerek yoktur. İşin aslını ararsanız, bu korkunç tabloyu dolduran insanlarımızın sayısı beş binden çok, hem de çok fazladır. Biz yeniden, 2004 Türkiyesi'nden, 1955 yılının Budapeştesi'ne gidiyoruz. Doktor Litman İmre'nin muayene ettiği adam, şiirini şu kıtayla tamamlar:

    Akıllı bir doktorun masasında
    Bayan Çabai Yanoş'unki gibi
    Yüreğimiz, güllerin arasında
    Bizlerden sonra da faydalı olsun
    İçinde tertemiz bir kavanozun

    Şu işe bakın, hasta adam neredeyse elli yıl öncesinden organlarımızı bağışlamamız gerektiğini söylüyor; organlarımızın toprak altında çürümek yerine, insanlığa hizmet etmesini, 'faydalı' olmasını istiyor. Sorarım, buna ileri görüşlülük denmez de, ne denir? ..

    O gün, doktor Litman İmre'nin muayene ettiği hastanın adı Nazım Hikmet'tir! Yüreği insan sevgisiyle dolu olan Nazım Hikmet'in aşkları, kadınların kalbindeki yeri çok konuşuldu, çok yazıldı... Ama, onun kavanozdaki bir kadın yüreğine yazdığı şiiri kimse anımsamadı! .. Organlarımızı bağışlayalım... Demokrasi, laiklik, bilim ve sanat düşmanlarını ise asla! ! !


    Sunay Akın

      Forum Saati Ptsi Tem. 01, 2024 7:31 am