DALGALAR
Hepimiz zaman zaman aynı şeyi hissederiz. Hepimiz o anayoldan geçerken gördüğümüz dar sokağa girsek ne olur diye düşünürüz ve çoğu zaman girmeyiz.Çoğu insan hayatının belli dönemlerinde mantığıyla duyguları arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Ya da öyle olduğunu düşünür. Çünkü aslında ikisi arasındaki ayrım sanıldığı kadar keskin değildir.
Olmadık birine aşık olduğunu ve bu yüzden acı çektiğini düşünen herkes mantıklı bir karar vermeye alışır,çevresinden böyle uyarılar alır. Ve kimi zaman en mantıklı kararı verdiğini sanırken aslında en duygusal olanı yapar.
Kimisi mantık evliliği yapmanın en iyisi olduğu düşüncesindedir.
Sonra "Yüreğinin götürdüğü yere git" romanları okunur. Çılgın aşkların filmlerine gidilir. Aşk şarkıları hep yenilenerek aynı şeyleri tekrarlayıp durur. Yaşanmayan her şey başkalarının hayatında izlenir.
Çoğu kez aşk acısı çekenlerin , "Bu belaya nerden girdim, yok olup kurtulsam,keşke onu hiç tanımamış olsam" dediklerini duyarısınız. Ama iki şey bir arada olabilir mi? Yani hem dümdüz , çarşaf gibi bir denizde yüzmek istiyorsanız, hem de fırtınalı bir havada , dalganın üstünde yükselip kıyıya çarpmanın sonra yeniden dalgaya çıkmanın heyecanını yaşamak.
Ne kadar yukarı çıkarsanız o kadar aşağı düşeceksiniz.
iniş çıkışlar,gelgitler,fırtınalar...Sonra zaman zaman sakinleşen bir limanda soluk almak...Aşk cesaret ister diyenler belki bunu anlatmaya çalışırlar.Sığındığımız her limandan yeniden çıkar ve beklenmedik bir anda fırtınaya tutulabilirsiniz.
Aşkın güzelliğini,heyecanını,bizi birden bire bambaşka birine döndüren o tanımsız coşkusunu istiyoruz hepimiz.Ama aynı coşkunun , birden bire bir sözle, bir bakışla bile bizi uçurumun dibine itebileceğini unutuyoruz.Kimi
zaman aşıklar bir sarkaç gibi birinden ötekine gidip gelirler.Mutlulukla korku, acıyla tanımsız mutluluk , ait olduğun yeri bulma ve yeniden kaybetme...
Aşk acıtır. Unutulmaz güzellikteki anlar biriktirilemez. Üstelik biriktirilirse bile yeniden hatırlandığında garip bir biçimdi çoğu kez yalnızca tam tersi bir duyguya neden olur,gözlerinizden yaşlar boşanır.
Mutluluğun elerinizden kayıp gittiğini düşünürseniz o anları yaşayamazsınız. Çünkü gerçektende kayıp gidecektir.Belki de o anları böylesine inanılmaz kılanda budur...
Kürşat BAŞAR
Hepimiz zaman zaman aynı şeyi hissederiz. Hepimiz o anayoldan geçerken gördüğümüz dar sokağa girsek ne olur diye düşünürüz ve çoğu zaman girmeyiz.Çoğu insan hayatının belli dönemlerinde mantığıyla duyguları arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Ya da öyle olduğunu düşünür. Çünkü aslında ikisi arasındaki ayrım sanıldığı kadar keskin değildir.
Olmadık birine aşık olduğunu ve bu yüzden acı çektiğini düşünen herkes mantıklı bir karar vermeye alışır,çevresinden böyle uyarılar alır. Ve kimi zaman en mantıklı kararı verdiğini sanırken aslında en duygusal olanı yapar.
Kimisi mantık evliliği yapmanın en iyisi olduğu düşüncesindedir.
Sonra "Yüreğinin götürdüğü yere git" romanları okunur. Çılgın aşkların filmlerine gidilir. Aşk şarkıları hep yenilenerek aynı şeyleri tekrarlayıp durur. Yaşanmayan her şey başkalarının hayatında izlenir.
Çoğu kez aşk acısı çekenlerin , "Bu belaya nerden girdim, yok olup kurtulsam,keşke onu hiç tanımamış olsam" dediklerini duyarısınız. Ama iki şey bir arada olabilir mi? Yani hem dümdüz , çarşaf gibi bir denizde yüzmek istiyorsanız, hem de fırtınalı bir havada , dalganın üstünde yükselip kıyıya çarpmanın sonra yeniden dalgaya çıkmanın heyecanını yaşamak.
Ne kadar yukarı çıkarsanız o kadar aşağı düşeceksiniz.
iniş çıkışlar,gelgitler,fırtınalar...Sonra zaman zaman sakinleşen bir limanda soluk almak...Aşk cesaret ister diyenler belki bunu anlatmaya çalışırlar.Sığındığımız her limandan yeniden çıkar ve beklenmedik bir anda fırtınaya tutulabilirsiniz.
Aşkın güzelliğini,heyecanını,bizi birden bire bambaşka birine döndüren o tanımsız coşkusunu istiyoruz hepimiz.Ama aynı coşkunun , birden bire bir sözle, bir bakışla bile bizi uçurumun dibine itebileceğini unutuyoruz.Kimi
zaman aşıklar bir sarkaç gibi birinden ötekine gidip gelirler.Mutlulukla korku, acıyla tanımsız mutluluk , ait olduğun yeri bulma ve yeniden kaybetme...
Aşk acıtır. Unutulmaz güzellikteki anlar biriktirilemez. Üstelik biriktirilirse bile yeniden hatırlandığında garip bir biçimdi çoğu kez yalnızca tam tersi bir duyguya neden olur,gözlerinizden yaşlar boşanır.
Mutluluğun elerinizden kayıp gittiğini düşünürseniz o anları yaşayamazsınız. Çünkü gerçektende kayıp gidecektir.Belki de o anları böylesine inanılmaz kılanda budur...
Kürşat BAŞAR
» 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
» Aşk Geçti(Aslı Melek)
» Arkana Bakma
» W.Shakespeare hayata dair sözler
» Ben Çok Sessizdim
» Aska düşünce bedenin
» Gitmeliyim
» Bir kadını Beklemek