Bulamadım diye üzülme yaz biz bulalım

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yardım Destek muhakkak sorularınıza ve problemlerinize çözümler ve yolları bulunur

En son konular

» Ayna - Ümit Yaşar Oğuzcan
Bu hikaye senin için EmptyC.tesi Haz. 18, 2011 5:42 pm tarafından Direktör

» 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Bu hikaye senin için EmptySalı Mart 08, 2011 12:34 am tarafından Direktör

» Aşk Geçti(Aslı Melek)
Bu hikaye senin için EmptyPtsi Ara. 13, 2010 9:37 pm tarafından Direktör

» Arkana Bakma
Bu hikaye senin için EmptyPtsi Ara. 13, 2010 9:34 pm tarafından Direktör

» W.Shakespeare hayata dair sözler
Bu hikaye senin için EmptySalı Ara. 07, 2010 12:33 am tarafından Direktör

» Ben Çok Sessizdim
Bu hikaye senin için EmptyPtsi Ara. 06, 2010 12:33 am tarafından Direktör

» Aska düşünce bedenin
Bu hikaye senin için EmptyPaz Ara. 05, 2010 7:51 pm tarafından Direktör

» Gitmeliyim
Bu hikaye senin için EmptyPaz Ara. 05, 2010 7:48 pm tarafından Direktör

» Bir kadını Beklemek
Bu hikaye senin için EmptyC.tesi Kas. 27, 2010 4:54 pm tarafından Direktör

Similar topics

    Resme Tıkla

    Tarıyıcı

    Bizi Takip Edin

    Add to iGoogle şiirler burada

    Add to GoogleBeğen

    R-alan


      Bu hikaye senin için

      Direktör
      Direktör
      Admin


      Mesaj Sayısı : 221
      Kayıt tarihi : 10/04/10
      Nerden : noproblem

      Bu hikaye senin için Empty Bu hikaye senin için

      Mesaj  Direktör Ptsi Mayıs 10, 2010 11:20 pm

      Bu hikaye senin için

      'Anlamak' kelimesini sözlüklerden çıkartıp elimle dokunacağım kadar somut hale getirdiğin ve yüreğime yerleştirmeme yardım ettiğin için...


      'Anlamak' ve 'anlaşılmanın' en güzel denilen sevişmeleri kıskandırdığını bildiğin ve bana da öğrettiğin için... Durum ne olursa olsun, dilinde bu kadar güzel bir 'özgürlük' şarkısıyla yaşayabildiğin için... Senin için...


      .....................


      Bu, insanın içinde yaşatıp zamanla sevdiği ve kendisine çok acı verse de, neredeyse bedenine bir organ gibi eklediği, hüzün doğuran tüm uzun soluklu duyguları yerle bir eden, kısacık bir hikayedir!



      Sonra sen geldin.


      Yaşayıp gidiyordum... 'Yaşayıp gitmek!' Ne saçma! Bu fiili nedense, hayatımızın sıkıcı olduğunu, bir günün diğerinden farklı geçmediğini düşündüğümüzde kullanırız. Oysa tam tersi olması gerekmez mi? 'Yaşamak ve gitmek...' Yaşıyorum, gidiyorum, yol alıyorum. O halde şöyle demeliyim: "Yaşıyordum ama gitmiyordum." veya "Gidiyordum akıp zaman içinde, kaybolmuş vaziyette, ancak yaşamıyordum."



      Bir aşk hikayesine boyanmıştı bütün mevsimlerim
      Tuhaflığı yoktu yazın kazak giyip de
      Kışın denize girişimin
      Kazağımda da aşk kokusu vardı
      Acıma dokunan ve
      Nasıl kokacağını şaşıran
      Yosunlarda da


      Sonra sen geldin.



      Hadi gel, hayatı anlayalım ve anlatalım." dedin. Çok konuştuk bu konuda, çok... Hem her duygunun tarifini almak istedin hem de hepsi hakkında, bildiğin ne varsa bana vermek. Seninle konuştukça, kendime dair son derece basit ama yine de hiç üzerinde durmadığım bir şeyler olduğunu görmek beni nasıl da şaşırtıyordu.
      'Acı' konusunda çok konakladık...


      Kanattıkça beni böyle acı
      Ve sohbetler yetmeyince nefes almaya
      Ağlardım
      Yaralarımdan şiir yapardım


      Acı bir annedir, durmadan hüzün doğuran. Ahh, ben o hüzünlerle boğuşmak, azıcık nefes alabilmek için kaç kitap okudum, kaç film izledim, kaç hayat belledim, bir bilseniz.



      Yooo! Dostlarıma haksızlık edemem şimdi. Turuncuya boyalı güney akşamlarından, fesleğen kokulu batı ikindilerinden, kuzeyin gri sabahlarına kadar kaç sohbet vardır yüreğimde daima saklayacağım. Ahh, benim kelimelerle beyinlerinde tepindiğim dostlarım... Nasıl da isterlerdi gözlerimden yanaklarıma dökemediğim gülüşleri görmeyi. Bence, dostlar daima 'gülmek' ve 'gülümsemek' arasındaki farkı bilirler, bu nedenle onlara arkadaş değil de 'dost' deriz zaten. Her sohbette yüreğimi yatırıp masaya, son derece dikkatli ve zarif hareketlerle, acı ve hüzün doğuran parçalarıma ulaşır, üzerini örterlerdi. İyi hissederdim bir süre. Apartmanların üzerinde uçuşan martıları fark ederdim en azından. Ancak sonra yine hüzün... Yüzsüz hüzün...


      Baktığım yerlerde gözlerim
      Bazen öyle uzun kalırdı
      İnanmazsınız ama
      Baktığım yerler sıkılırdı


      Sonra sen geldin.



      Geldin ve: Hele şu yükünün birazını bana ver.? dedin. Şaşırdım çünkü görünüşe göre senin yükünün benimkinden fazlası vardı ama eksiği yoktu. Sen anlatırken fark ettim ki içinde bir yerlerde bu yüklerle başa çıkmak için özel eğitimli bir parçan vardı. Bu parça, yükün niteliğini ya da niceliğini, yürekte en hafif duracak hale getirebiliyordu gerçekten.



      Konuşurken bir yandan da yüreğimin en tozlanmış ve uzun süredir de yanına hiç uğranmamış parçasını koydun masaya. ?Bak,? dedin "bunlar hayat dostu parçalar . Şimdi bunları öyle güzel temizleyeceğiz ki bir daha canın içindeki parçalara dokunmak istediğinde ve hüzne giderken, bunların ışıltısına takılacaksın. Takılacaksın ki hüzün doğuran acı parçaları koyuvereceksin yerinde tozlanmaya. Böylece de zamanla ağırlıkları, olması gerektiği kadar olacak. Oysa sen ha bire parlatıp parlatıp durmadan onlara bakıyordun önceden ve bu da onları olduğundan ağır hale getiriyordu. Oysa tam tersini de yapabiliriz hepimiz. Işıldayan parça daima daha ağırdır. Gel, hayat dostu parçaları ışıldatalım durmadan.?


      Sen geldin
      Kelimelerini şekere batırarak
      Sen geldin
      Baktığın yerlerde çiçekler bırakarak


      Acıya ve hüzne gereğinden çok yüz vermemeli insan. Ben artık hüznü içimde şişmanlatmamayı, başarıyorum galiba. Geçen gün ne gördüm dersiniz? Meğer ne kadar yakışıyormuş martılar denizin üzerine! Hikaye bu kadar...


      Merak edeceksiniz belki, bu değişiklikleri sağlayan dostum kimdi? Diyelim ki, kırk yaşını geçmiş veya otuzuna gelmemiş bir adamdı, seksen yaşında bir ihtiyar, hep otuzunda yaşayan bir kadındı ya da dört yaşında bir çocuk; hem hepsiydi, hem hiçbiri değildi. Ne fark eder ki? Bir candı...


      Canımın içi değil
      İçimin canı olup da
      Sen
      Geldin
      Üstelik
      Aşk da
      Değildin
      Sendin sadece

      Alıntı

        Forum Saati Cuma Tem. 05, 2024 2:56 pm